elime aldığım her kelime kayıp gidiyor sanki. her bir hecesi boğazıma yapışmış üstelik. azıcık nefes alayım bir yudum su, su değil zehir sanki. açayım şuradan pencereyi içime çektiğim hava, hava değil toz, duman.
derinlerde
kırılan onca yer varken bir de yenisi nereden bulayım. neresinden tutayım da iyi edeyim. korkuların tüm hayatımı esir alışını izlerken daha kaç kırığın üzerini örteyim. örttüğüm yerden aldığım yarayı hangi merhemle iyi edeyim.
derinlerde
kulağımdan gitmeyen sesin ağıdını yakıyorum 4 ay 20 gündür sesiyle, sözüyle gerçekten en çok sevildiğimi hissettiğim yerin ağıdı. bilmem kaç yıllık hayatımın merhametle sarıldığı tek yerin. buz gibi toprakla sarıldığın yerlerde nasılsın? iyi misin?
derinlerde
birlikte uyudukları uykudan yapayalnız kalktılar. yalnız uyuduğum uykudan yapayalnız kalktığım geceleri hatırlıyorum. korkudan uyuyamadığım, ağlamaktan uyuyamadığım geceler. onlardan uyandığımda hissettiğim yalnızlığı içime katık edişimi hatırlıyorum. hiç gülmeden geçen günlerin çokluğunu hatırlıyorum. çocukluğum gülmekten çok uzakta, yetişkinliğim çokların çok uzağında.
"Ezberimde yüzün
Silmek öyle kolay mı?
Kaderimde bir düğüm
Çözmek öyle kolay mı?
Bana hatıradır ateşin
Yanarım, yanarım
Seni başka kimse bulamaz
Kayıbım, derinlerde"