"Öyle büyük umutlarım olmadı benim,
büyük düşlerim, özlemlerim,
büyük beklentilerim olmadı.
Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum.
Herkes gibi yaşasaydım eğer,
yaşamı onlar gibi görebilseydim
çarşılar yeterdi avutmaya beni.
Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise;
bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa
ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye,
kendimi göstermeye, varolmaya,
'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
Oysa ben bir akşamüstü oturup
turuncu bir yangının eteklerine,
yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim.
Öyle bir tüketmek ki,
sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni,
kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...
Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim
sessizce yapay yakınlıklarına insanların.
Hem kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım?"
Şükrü Erbaş'tan...