Bahçeden çocuk sesleri geliyor
Hayatı dinliyorum
İçim yoruluyor, ruh yoruluyor
Büyük gözlü çocuk
İnsanın içine kadar bakıyor
Sorar gibi
- Nerede benim babam
Kendimi şöyle görürüm düşümde
İki ata birden binmişim
Biriyle kuzeye saldırıyorum
Ötekiyle
Alkan lalelerin
Kıpkızıl tutuştuğu sulara
Nerde babam
Karşısında yapayalnızsın
Duvar gibi dikilen
Bu sorunun
Okşuyorsun başını
Şehit çocuğunun
Bahçeden kuş sesleri geliyor
Sabahı dinliyorum
Bu sefer bezgin
Bir vakit
Darağaçları kurdum
Elimden fırlayıp gidiyor cellatlar
Silah olarak
Bir tek soru var elimde
Nerede babam, nerede
Cahit Zarifoğlu
Bu Blogda Ara
29 Kasım 2014 Cumartesi
28 Kasım 2014 Cuma
Bu şarkıyı kaç zamandır arıyorum bir bilseniz. Sonunda :) "Hani vardı ya çok güzel bir Zeki Müren şarkısı"
Zeki Müren - Unutturamaz Seni Hiç Bir Şey
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum Yeni bir koşunun başlangıcında Biraz deprem sonrası Biraz şehir hülyası Bir kalp yangınından geriye kalan Siyah gözlerine beni de götür Artık bu yerlere sığamıyorum. Pembe uçurtmalar yolladığından beri Sarardı tiryaki menekşeleri Sonbaharın tozlu kafeslerinde Sevgi turnaları yakalıyorum Turnalar gidiyor; ben kalıyorum Avareyim, asudeyim, yorgunum Bilmiyorum neden sana vurgunum Erzurum garında banklar üstünde Uyku tutmuyor karanlıkları Yitik düşlerimi kovalıyorum Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum. Binbir türlü kokuyorsa yaylalar Siyah gözlerine beni de götür Baharın koynundan koparıp sana İpek bir mendile sardığım yüreğimle Şehzade gülleri gönderiyorum Umutlar kalıyor; ben gidiyorum. Bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini Kaptanları sorgulayan Yanından geçen küheylanların Korku tufanına yakalandığı Siyah gözlerine beni de götür Güneş ülkesinden gelen yiğitler Benzeri olmayan bir dünya kursun Cellat, ayrılığın boynunu vursun. Usul usul intizarı çürüten Bu hercai diken, bu çılgın arzu Sürüklüyor imkansız muştuların Eşiğine gönül vadilerini Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi Düşüyorum tanyerine Ya topla yaralı kırlangıçları Ya da bu vefasız şarkıyı bitir Özgürlüğe giden tutsaklar gibi Siyah gözlerine beni de götür. |
Nurullah Genç
|
26 Kasım 2014 Çarşamba
Gulag Takımadaları
Önsözünden,
bunları anlatmak için
ömrü vefa etmeyenlere
ithaf edilmiştir
beni affetsinler
herşeyi göremedim
herşeyi hatırlayamadım
herşeyi sezemedim
alexander soljenitsin
bunları anlatmak için
ömrü vefa etmeyenlere
ithaf edilmiştir
beni affetsinler
herşeyi göremedim
herşeyi hatırlayamadım
herşeyi sezemedim
alexander soljenitsin
24 Kasım 2014 Pazartesi
19 Kasım 2014 Çarşamba
14 Kasım 2014 Cuma
Suskun
Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim...
Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun...
Sarıyor yeşil.
Rüya, bütün çektigimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.
Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
Susmuş bütün namlular...
Susmuş dağ,
Susmuş deniz.
Dünya mışıl-mışıl,
Uykular derin,
Yılan su getirir yavru serçeye,
Kısır kadin, maviş bir kız doğurmuş,
Memeleri bereketli ve serin...
Sağıyor yeşil.
Aydım yarı gecede,
Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
Ama hançer taşı sanki
Koca Kartaca!
Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
Bak nasıl alıyor, yigit,
Binlerce yıl da sonra
Alıyor yesil.
Vurur dağın doruğundan
Atmacamın çalkara,
Yalın gölgesi.
Kuş vurmaz, tavşan almaz,
Ama aç, azgın
Köpek balıklarıydı parçaladığı
Bak, Tiber saygılı, suskun.
Bak nilüfer dizisi zinciri.
Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
Ve ilk gerillası Spartakus'un.
Susuyor yeşil.
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum...
Mısra çekiyorum, haberin olsun.
Çarşılarin en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o olüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
Ahmed Arif
12 Kasım 2014 Çarşamba
Emel Mathlouthi - Naci En Palestina
Filistin’de doğdum
Yerim yok, toprağım yok, yurdum yok
...
Böyledir, bizim kadınlarımız
Acınla şarkını söylediğinde
Seni darmadağın eder
10 Kasım 2014 Pazartesi
Aidin Salih Rahmete Kavuştu
8 Kasım 2014 Cumartesi
2 Kasım 2014 Pazar
İsmet Özel
"Yok öyle umutları yitirip, karanlıklara savrulmak..Unutma, aynı gökyüzünde bir direniştir yaşamak..."
1 Kasım 2014 Cumartesi
Hayır Duası
Bir çiçek düşünün, yerini beğenmeyen
Çiçek işte, herkese nazı geçen
Solar çiçek, beğenmezse yerini
Yani sen, yani ben
Gök herkesin iyi durdu üstünde. Gök işte, boşluğu boş ver deme Kurt da kutlanır onun altında İlk üçe girenle de
Çimenleri görür görmez ah dedim
Bir toprak kalmış sesinin yükseltmeyen
Toprak işte, anladın mı ey fani
Sadece odur, yaşını göstermeyen
Dert dinlemek iyi midir, değildir
Dert işte, eliyle koymuş gibi
Bulur herkesi, herkeste bulunur
Mürşide bile öptürür elini
Dost her zaman taze olan demektir
Dost işte, asansörde aynaya bakmak gibi
Güven verir herkese
En yenidir, en eski...
İbrahim Tenekeci
Gök herkesin iyi durdu üstünde. Gök işte, boşluğu boş ver deme Kurt da kutlanır onun altında İlk üçe girenle de
Çimenleri görür görmez ah dedim
Bir toprak kalmış sesinin yükseltmeyen
Toprak işte, anladın mı ey fani
Sadece odur, yaşını göstermeyen
Dert dinlemek iyi midir, değildir
Dert işte, eliyle koymuş gibi
Bulur herkesi, herkeste bulunur
Mürşide bile öptürür elini
Dost her zaman taze olan demektir
Dost işte, asansörde aynaya bakmak gibi
Güven verir herkese
En yenidir, en eski...
İbrahim Tenekeci
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
art by Shamsia Hassani ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulu...
-
Bir akşamdı, evimizde ecel kanat germişti, Anneni - bir cellad gibi - vurup yere sermişti. Ölüm ile pençeleşen bir hayatın güreşi, ...